Annem ve babam Eskişehir'li. Bir iş münasebeti ile
evlendiklerinde Bursa'ya taşınmışlar, ben ve kardeşim Melike, Bursa doğumluyuz.
Hatta ben ilkokul ikinci sınıfa gelene kadar da Bursa'da yaşadık. Yine bir iş
münasebeti ile 1994 yılında İstanbul'a taşındık. Anneannemler hala Bursa'dalar
bu yüzden Bursa ile bağımız hiç kopmadı. Zaten daha önceki yazılarımda
bahsettiğim üzere her kış sezonunda Uludağ'a giden bir kişiliğim ben :) Konuyu
uzattıkça uzattım yine :) Geçen hafta annem, anneannemleri ziyaret amacıyla iki
günlüğüne Bursa'ya gidecekti. Baktım o tarihlerde hava da güzel düştük minnoş
oğlumla annemin peşine, büyük anneanneye ve dedeye sürpriz yaptık. Şansımıza
hava gerçekten çok güzeldi. Bursa'nın bir sürü güzel yerlerini gezme fırsatı
bulduk. Şimdi bu mekanlardan bahsedeceğim biraz.
|
Sabah kalktık düştük yollara... |
|
Şoförümüz de çok tatlıydı valla :) |
Sabah saat 10.45 Pendik - Yalova feribotu ile geçtik
karşıya. Mart ayı sonuna kadar kampanya yapmışlar, araçlı geçiş 15 TL, belki
tuttu diye Nisan sonuna kadar uzatırlar. Laylay loyloy başladı yolculuğumuz.
Bursa'ya gidip de eski garajın oradaki Uludağ kebapçısında İskender Kebap
yemeden geçilmez. Bu bizim için bir klasiktir. Aç olsak da olmasak da mutlaka
orada durup, iskenderi mideye indirir, foursquare'den check-in yapılarak tüm eş
dost çatlatılır :)
Karnımızı çılgınca doyurduktan sonra, asıl amacımız olan
sürprizzzzz! bölümüne geçmek üzere Çekirge semtinde oturan anneannemlerin
evinin yolunu tuttuk. Çok güzel bir karşılama oldu, sevgili anneannem çok uzun
süre kendine gelemedi beni ve Beroyu karşısında görünce. Bütün yol boyunca
Beren uyumadığı için hemen onu öğlen uykusuna yatırıp biz de biraz dinlendik.
Günler kısa yapacak şeyler çok olunca herşeyi acele acele yapmak gerekiyor
tabi. Akşam yemeği için Mudanya'da her zaman gittiğimiz "
Abla'nınYeri" adlı balıkçıyı seçtik. "
Abla'nın Yeri" Mudanya sahilde,
güler yüzlü garsonları, bilgili şefleri ve tertemiz mekanıyla gidenlerin memnun
ayrıldığı salaş bir balık restoranı aslında. Ben küçüklüğümden beri Dil balığı
diye de bilinen Mezgit balığını çok severim. Yumuşacık tavuk eti gibidir eti,
kılçığı olmaz. Bir de bu dönemde çıkan "fener balığı" var. Güveçte
yapılıyor. Annemlerin tercihi fener balığından yana oldu, ben de mezgitimi
söyledim. Çok keyifli bir akşam geçirdik, 5 kişi dolu dolu salata, balık,
meşrubat, karides yiyerek 95 TL hesap ödedik. Yani çok ucuz değil ama mekandaki
ilgi alaka, yediğimiz yiyeceklerin bolluğu ve nefis tadı bu paraya değer.
Yolunuz Mudanya tarafına düşerse uğramadan geçmeyin derim.
|
Fener balığı |
|
Dil balığı |
Bursa'nın en sevdiğim özelliklerinden biri çevresi çok güzel
köyler, kasabalar ile çevrili ve mesafeler çok kısa. Ben tabi alışmışım
İstanbul'da en yakın yere bile en az yarım saatte ulaşmaya, burasını da aynı
sanıp Beren yolda uyur diyerek ertesi gün yine attık kendimizi sokaklara. Tabi
Beren tam uykuya dalacakken gideceğimiz yere pıt diye vardığımızdan Beren için
yapmış olduğum öğle uykusu hesapları pek tutmadı :)
Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra kahvemizi içmek için
Mudanya yolu üzerinde, merkeze yaklaşık 15 dakika uzaklıktaki
Misi Köyü'ne
gittik. Anneannem ve dedem buraya sık sık geldikleri için çay bahçesinin sahibi
pek bir hürmetle karşıladı bizi. Bizimkiler de bir gurur, bir göğüs
kabarıklığı, kızım, torunum, torunumun oğlu diye diye övüne övüne bir hal
oldular :)
Misi Köyü dağın eteğinde, ağaçların arasında, nehrin kenarında kendi
halinde bir köy aslında, ama hafta sonu adım atacak yer bulunmayacak kadar hem
Bursa yaşayanlarının hem de bizler gibi dışarıdan gelenlerin keşfettiği bir yer
aynı zamanda. Nehrin kenarındaki çay bahçelerinde çay, kahve, meşrubat içerken
bir yandan da ördekleri beslemek çok keyifli oldu bizim için. Beren tam bir
hayvan aşığı olduğu için etraftaki kediler, köpekler, kazlar, ördekler, kuşlar
mest etti yavrucağı. Kendisinin yemesi için almış olduğum tüm balık krakerleri
de ördekler yedi sağolsunlar :)
|
Elinde balık kraker aşağıdaki ördekleri besleyen Beren |
|
Fotoğraf çekimi için ördek beslemeye ara vermek istemeyen Beren :) |
|
Bu da annesinin bir tanesi Beren :) |
Sabah kahvemizi Misi Köyü’nde içip, temiz hava bol gıdayı da
aldıktan sonra öğle yemeği için düştük yollara. Bir çok kişinin bildiği bir
sahil kasabası olan
Trilye’ye yöneldik.
Allahtan bundan önce gittiğimiz yerlerden biraz daha uzak olduğu için
Beren’i yolda uyutmayı başardık bu sefer, daha uzak dediysem de Bursa – Trilye arası
yaklaşık araba ile 35-40 dk sürüyor. Yine biz İstanbul’da yaşayanlar için
oldukça kısa bir mesafe :) Burası da çok eski sahil köylerinden biri, şimdi adını hatırlayamadığım Nurgül
Yeşilçay’ın oynamış olduğu bir dizi sayesinde ününe ün katarak gelişmeye devam
eden bir turistik kasaba diyebiliriz. Bir sürü balık restoranı yan yana
dizilmiş sahil kısmında, biz Trilye Balık’ı tercih ettik ama duyduğumuza göre
oradaki tüm restoranların hizmetleri güzelmiş.
Ehh böyle böyle akşamı ettik tabi, Trilye, Beren ve sokak
hayvanları ile günümüzü sonlandırıp evin yolunu tuttuk.
Ben oldum olası hamam olayını hiç sevmem. Sıcaktır, kükürt
kokar, yapış yapıştır benim için hamam demek. Ama annem için hamam cennetle eş
değer anlama sahip. Sabah öğle akşam hiç fark etmez, bırak kadını oraya sabaha
kadar yıkanabilir :) Bilmeyenler için Bursa’nın kaplıcaları çok meşhurdur. Sevenlere duyurulur.
Hem dağ havası hem orman havası hem deniz havası derken
çarpılmış bir şekilde erkenden uykuya daldık. Beren bile gece hiç uyanmadan
sabah saat 9 buçuk’a kadar uyudu :) Bursa ziyaretimizin sonuna geldik, aynı gün saat 14:00 Yalova – Pendik feribotu
ile İstanbul’a geri dönecektik. Ama işte mesafelerin yakın olması gitmeden Uludağ
Yolu üzerinde Seyirtepe de sabah kahvesi içmek için bize zaman tanıdı. Baharın
ilk günlerini haber veren 22 derecelik hava, güneş, bol temiz hava eşliğinde
kahvemizi de içip döndük evimize. Seyirtepe de Uludağ yolu üzerinde yaklaşık 10
dakikalık mesafede tüm Bursa’nın manzarasına sahip bir çay bahçesi.
|
Seyirtepe anısı! |
İşte öyle böyle geldik Bursa maceramızın sonuna. Bunlar
benim 2 güne 19 aylık bir bebekle sığdırabildiğim yerler :) Ben gezi yazısı yazmayı
bilmem açıkçası, sadece gördüğüm sevdiğim yerleri anlatmayı, bu mekanlar ile
ilgili hissettiklerimi paylaşmayı bilirim. İki gün için de olsa hem anneannemleri
görmek hem de güzel Bursa’yı gezmek çok keyifliydi. Şehrin yoğunluğundan
bunalanlara çok yakında bir cennet Bursa ve çevresi! Şiddetle tavsiye edilir.