16 Ocak 2014 Perşembe

Beren'in kreş macerası!

Yaz bitti, okul araştırmaları başladı...Beren'i kreşe göndermeli mi yoksa daha çok mu küçük, artıları ne eksileri ne vs bir sürü soru işareti ile baş başa kaldık. Okula gitmenin bir çocuk üzerindeki olumlu etkileri sayılamayacak kadar çok, tabi bir o kadar da olumsuzlukla karşı karşıya kaldık. Beren Ağustos 2011 doğumlu, yani şu anda tam 2,5 yaşında. Beren hep benimle olduğu için bu süreçte, okula karşı nasıl bir tepki vereceğini çok merak ediyordum. Hayy merak etmez olaydım :)

Herşey çok güzel başlamıştı :)



Ekim ayında uzun bir bayram tatili olduğu için Kasım ayında okula başlamasını uygun gördük. Evimize çok yakın, ferah kocaman bir kreş/anaokulu olan KampüsKreş seçenekler arasında en iyisiydi. Psikologlarından birinin de arkadaşım olması bizim için bir artı oldu.  Okul gerçekten çok güzel, gün içerisinde hemşire, okul psikologları sürekli çocukları gözlemliyor. Her sınıfta bir öğretmen, bir de yardımcı öğretmen olmak üzere iki kişi bulunuyor. Okula diyecek hiç birşeyim yok, oldukça güzel. Sanırım eskiden bir fabrikaymış binası, o yüzden çocukların oyun oynayabilecekleri alanlar da çok geniş.

İlk hafta Beren uçarak gitti okula, kapıda hemen el sallamalar, baybay annecimler, düdütlere gideceğimler vs. İkinci hafta biaz daha zor ayrıldı benden, en azından kapıda elimi bırakıp koşarak içeri gitmiyordu. Bunun olacağını söylemişlerdi zaten, ilk hafta herşey çok güzel olur, ikinci hafta aydınlanma haftası, "Nasıl yani hergün buraya mı geleceğim ben?" ayması :) Nitekim 3. hafta da hasta oldu hemen, klasik kreş mikropları ile tanışmış olduk. O hafta okula gidemedi, bununla birlikte Beren çok agresif olmaya başladı. İlk önce hastalıktan dedik, ama kontrol edilemez bir sinir patlaması yaşamaya başladı Beren. Sonra 2 yaş sendromu kılıfını geçirdik üzerine, "Yok yok bu kadarı sadece hastalıktan olamaz, demişlerdi 2 yaş sendromu diye bişey var, kendi benliğini kabul ettirme, duygular ile tanışma dönemi" demeye başladık. Bu arada Kasım ayının son haftası geldiğinde Beren okulun kapısında ağlamaya başladı ayrılmamak için benden. İçeri girene kadar ağlıyor, içeri girer girmez susuyordu ama çok da mutlu olduğunu söyleyemeyeceğim.



Sinir krizleri, kendine ve bana vurma noktasına ulaştı ikinci ayın başında. Öğlen uykusundan uyanıp direk ağlayarak bana saldırmaya başladı, bayaa küçük bir Çaki psikopatlığında koridorda peşimden koşuyordu. Tabi bu arada bir hafta iyi, bir hafta hasta.

Hastalıklardı, 2 yaş sendromuydu derken, bu sinirin sebebi onu okula bırakmamız olabilir mi diye düşünmeye de başladım. Okula bırakmam derken yanlış anlaşılma olmasın, gündüz uykusunu seven bir çocuk olduğu için Beren,  saat 10:30-10:40 civarında okula gidip, saat 13:00 deçıkıyordu. Topu topu okulda geçirdiği zaman 3 saatti yani.

Tüm bu şikayetlerin yanında okulun gelişimine kattığı faydaları da görmezden gelemeyeceğim. Beren 2 yaşına kadar Berence dediğimiz kimsenin anlamadığı bir dilde konuşuyordu. Hayvanların isimleri, hayvanların çıkardıkları seslerdi, okula başladı ilk önce dili açıldı, sonra aslında hafızasına bunca zamandır girmiş olan herşey pıtır pıtır ortaya çıkmaya başladı. Sayı saymayı, renkleri, şekilleri vs bir sürü şeyi bir haftanın sonunda çok net ifade ediyordu. Öğrendiği şarkıları evde tekrar ediyordu.

Sonra kış geldi, hastalıklar normallikten çıkıp salgınlar haline dönüştü. Biz de bu dönemde Bereni okula göndermeme kararı aldık. Yani Ocak / Şubat / Mart aylarını geçelim dedik. Aralık'ta kısa bir İzmir seyahatimiz oldu, onunla birlikte Aralık'ın ikinci haftasından beri Beren okula gitmiyor. Artık denk mi geldi, yoksa gerçekten bire bir etkisi var mıydı hiç bilmiyorum. Belki artık sık sık hasta olmadığından, belki de okula gitmemek ona iyi geldiğinden, belki de iki yaş sendromunun en yüksek yaşandığı dönem okulla çakıştığı için, hiç bilmiyorum, ama Beren artık daha sakin, daha ılımlı, daha çok söz dinliyor, ağlamadan önce derdini anlatmaya çalışıyor, öfkesi yıkıcı değil, daha mutlu...

Ama bunun yanında kreşe Beren'den 1 ay önce başlayan, Beren'den 6 ay küçük olan arkadaşımızın oğlu Arda, koşarak gidiyor okula, hatta tam güne çevirdiler sabah gidiyor, akşam geliyor, çok da mutlu. Bu arada Berenle aynı sınıftalar yani öğretmenler de, gün içerisinde yaptıkları da aynı.

Her çocuk farklı tepki veriyor işte, bakalım Nisan ayında yine deneyeceğim okulu, bu sefer de aynı tepkileri görürsek anlayacağız ki bizimki küçücük boyuyla intikam almaya çalışıyor bizden. :)

Bu süreçte yine Kindyroo'ya gitmeye başladık. Orada daha önce yaptıklarımıza buradan bakabilirsiniz. Bizim deli oğlan oraya "güzel okul" diyor...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder