29 Ocak 2013 Salı

İromaniac rüyalar!



Oldum olası rüyalarım hep olaylıdır benim. Çocukluğumdan itibaren neredeyse her gün rüya görür, ertesi gün de gördüğüm tüm rüyaları ince detayları flulaşmış olsa da hatırlarım. Benim rüyalarımda genelde bir aksiyon, kovalamaca, kan, terör, aşk ve acı vardır. Sabah uyandığımda çoğu zaman etkisinden kurtulamıyorum. Neredeyse tüm gün boyunca duygusunu yaşıyorum. Çocukken halk dilinde "karabasan" olarak anılan, bilim adamlarınca uyku felci olarak açıklanan durumu sürekli yaşardım. Büyüdükçe etkisi azaldı bu sefer de rüyalarımın içerikleri aksiyona dönüştü. Yazının ilerleyen kısımlarında aklıma kazınan bir kaç rüyamdan da bahsedeceğim. Şimdi kısaca hemen hemen herkesin başına en az bir kere de olsa gelmiş olan "karabasan" konusundan bahsedeceğim. Halk dilinde bu şekilde ifade edilen olayın açıklaması aslında çok basit. Bizler yine de olaya doğa üstü varlıkları eklemeyi çok seviyoruz. Bilim adamlarına göre "uyku felci" şu şekilde açıklanıyor; "Uykunun bazı evrelerinde uyanılması halinde uyuma doğal döngüsünü sürdürmekte ve bilinç tam olarak açık olsa bile beden kımıldayamamaktadır. Bu durum, kişinin bilincinin tamamen açık olmasına rağmen hareket edememesine sebep olur. Ayrıca bu durum ile birlikte hipnopompik sanrılar olabilir." İşte bu hipnopompik sanrılar bizlere anlatacak korkutucu hikayeler için güzel bir zemin hazırlamakta, ister öyle olsun, ister başka açıklamaları olsun "karabasan" kelimesi bile insanı korkutmaya yetiyor :)



Benim ilk karabasanım ortalama 5-6 yaşlarımda ortaya çıktı. Aynı rüyayı sürekli görüyordum. O zaman yaşım itibariyle içerik biraz değişikti tabi. Bir sürü çizgi film kahramanı yamyam ( siyah tenli, kafalarının üzerinde kemikler olan) peşimden gelip beni kazana atmaya çalışıyordu.
Aslında suratları da hiç korkunç değildi ama işte işin sonunda kazana atılıp kaynatılmak olunca durum değişiyor tabi.  Rüya sırasında uyanıp anneme seslenmek istesem de ne vücudumu kımıldatabiliyordum ne de sesim çıkıyordu.

Aynı resimdeki Jerry'e benziyorlardı


Sonra 8-9 yaşlarıma geldiğimde rüyanın içeriği değişti. Bu sefer odamda uyanıyorum yatağımın içindeyim. Yorganın içinden bir çocuk çıkıyor,kötü bir surat ifadesi var, belli bana zarar vermek istiyor, yataktan çıkıp ondan kaçmaya çalışıyorum bu sefer de ayaklarıma zincirler dolanıyor, yine anneme seslenmeye çalışıyorum sesim çıkmıyor. Bir süre de bu rüyayı görmüştüm.

Neden sonra bilmiyorum artık beynim ve vücudum uyku düzenini tutturdu da kurtuldum bu durumdan. Ama rüyalarım hep macera dolu oldu. En sevdiğim rüyalarım içinde uçtuğum rüyalardır hala. Tabiki (!) de ya bir şeylerden kaçıyorum, ya birilerinden kaçıyorum ama sonunda hep uçarak kurtuluyorum.

Bir rüyamda Patik ölmek üzere onu veterinere yetiştirmeye çalışıyorum. Ölümü yaklaştıkça elimde küçülüyor küçülüyor. Bir şekilde hep kurtarıyorum.
Başka bir rüyamda beni el-kaide ajanı sanıyorlar, el- kaide'de beni devletin ajanı sanıyor. Hem devlet hem de el-kaide peşime düşüyor. Bir de kucağımda Beren'le kaçıyorum. Bir yerlere saklanıyorum, yardım edecek kişiler buluyorum, onların bazıları ele veriyor beni, haydiiii bir daha kovalamaca başlıyor.
Bir başkasında bir eve taşınıyoruz, ama taşınırken bizi uyarıyorlar katiller, hırsızlar çok gelir bu eve diye ( ne alakaysa) Gerçekten de geliyorlar. Bu sefer onlardan kaçıyoruz saklanıyoruz.
Bazen rüyamda birine aşık oluyorum ama öyle böyle değil gerçek hayatta yok böyle bir duygu hatta filmlerde bile yok, kime aşık olsam mutlaka başına bir felaket geliyor ve ben yine acılara boğuluyorum. İmkansızlıklarla boğuşuyorum.
Herkesin yaşadığı bir şeydir, en kötüsü rüyada sevdiklerinizi kaybetmek, ömrünü uzattım diyip ertesi gün yaşadığım acıyı azaltıyorum.

Bir gün rüya tabirleri yaptığını duyduğumuz bir tanıdık yanında kendi rüyalarımdan bahsetmiştim. Ben bana
"senin bir yerler açık kalmış" demesini bekliyordum ama beni mutlu eden bir açıklamada bulundu. İnsanlar hem negatif hem de pozitif enerjiyi dengeli bir şekilde saklarlarmış. Ben genel yapı olarak biraz gamsız ve güleryüzlü olduğum için gün içerisinde negatif enerjiyi atma fırsatım olmuyormuş, bu yüzden rüyalarım bu kadar negatif duygu yüklü oluyormuş. Gerçek midir bilmem ama beklediğim cevaptan daha mutluluk verici bir yanıt olmuştu. Tabi belki de amaç buydu, yazık kıza şimdi o kadar hevesli anlattı rüyaları sallıyım iki şey de mutlu olsun gariban demiştir belki de :)

Öyle veya böyle rüya görmek içeriği ne olursa olsun güzel bir şey bence. Normalde yaşayamayacağımız bir çok farklı olayı, duyguyu, saçmalıkları, güzellikleri, uçuk kaçık şeyleri yaşamamızı, hissetmemizi sağlıyor.

Bana rüyanı anlat sana kim olduğunu söyliyim dersek sanırım benden cacık olmaz :) Bilinçaltım yanmış bitmiş kül olmuş. Ben memnunum halimden, hayatın rutininden sapıyorum her rüya gördüğümde. Mesela en son dün gece  Beren Saat ve Kenan Doğulu'nun düğünlerindeydim. Onların gazetecilerden kaçmalarına yardım ediyordum.( Yine bir kovalamaca)  Bir şekilde benim içinde bulunduğum taksiye atladılar. Yolda sohbet muhabbet derken düğünlerine bile gittim. Beren Saat benim dizilerde roller almama, oyunculuk kariyerime başlamama vesile oldu. Rüyanın detaylarında yine silahlar konuştu, bombalar patladı ama genel anlamıyla güzel bir rüyaydı. Sabah uyandığımda bir süreliğine ünlü biriydim mesela :)) Evet evet rüya görmek süper bir şey!

Herkese iyi uykular, güzel sabahlar dilerim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder